Af dileyen Fransa suçu kabul etmedi
Doğu Afrika ülkesi Ruanda Soykırımı’nın 27’nci yıldönümünde, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkeye ziyarette bulanarak ülkesinin soykırımdaki sorumluluğunu kabul etti. Macron, resmi ziyaret için gittiği Ruanda’da Soykırım Anıtı’nda yaptığı konuşmada, “Sorumluluklarımızı tanımaya geldim” dedi.
“Fransa’nın Ruanda’da rolü, geçmişi ve siyasi bir sorumluluğu var” diyen Macron, zamanın Fransız hükümetinin soykırım uygulayan Ruanda yönetiminin fiilen yanında olduğunu söyledi. Macron, Fransa’nın sebep olduğu acıları çekenlerin yüzüne bakma ve acılarını kabul etme görevi olduğunu belirterek ülkesinin doğrular konusunda uzun süre sessiz kaldığını kaydetti.
Yeni sayfa açma isteği
İkili ilişkilerde yeni bir sayfa açmak için Raunda’ya gittiğini belirten Macron, Kigali’de 250 binden fazla Tutsi’nin mezarının bulunduğu Soykırım Anıtı’nı ziyaret etti. Anıtta söz alan Cumhurbaşkanı Macron, “Bugün buraya sorumluluğumuzu teslim etmeye geldim” dedi. “Sizlerden af diliyoruz” ifadelerini kullanan Macron, “Fransa’nın bu yöndeki uyarılara kulak asmayarak fiilen soykırımcı bir rejimin yanında durduğunu” söyledi. Cumhurbaşkanı Macron, “Ancak Fransa soykırımda suç ortağı değildi. Dökülen kan, onun silahlarına ya da askerlerinin ellerine bulaşmadı” ifadesini kullandı. Macron, Fransa’nın 1990’dan miras kalan çatışmaya dahil olarak ülkedeki duruma ilişkin uyarıları dikkate almadığını söyledi.
Son 10 yılda Ruanda’yı ziyaret eden ilk Fransa Cumhurbaşkanı olan Macron konuşmasını, “Ancak bu karanlık zamanları geçirenler affedebilir, bize kendimizi affetme hediyesini verebilir” ifadesini kullandı.
Katliamın gerçekleştiği dönemde Hutulara silah desteği sağlayan Fransa, 23 Haziran 1994’de ülkenin güneybatısında sığınmacılar için güvenli bölge oluşturmak amacıyla Turkuaz Operasyonu’nu başlatmıştı. Fransa, soykırımı engellemek yerine soykırımcılara silah ve mühimmat desteği sağladığı için uluslararası kamuoyunda kınanmıştı. Ruanda’da 1994’te Hutular, dönemin Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana’nın uçağının düşmesinden sorumlu tuttukları Tutsilere karşı soykırım başlattı. 100 gün süren soykırımda, BM’ye göre en az 800 bin Tutsi ve ılımlı Hutu, radikal Hutular tarafından öldürüldü.