Özür Dilemek
Bestelerine ve müziğine saygı duyduğum Orhan Gencebay’ın çok güzel bir şarkısı vardır, “Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni” diye. Bu şarkıdan hareketle her insan hatalarla yoğrulmuştur diyebiliriz. Hata yapmayan insan yok gibidir. İnanışlarımıza göre hata yapmayan yegane varlık Peygamberdir. Zira yine inanışımıza göre o hatadan münezzehtir. Bu durumda her insanın hata yapma olasılığı vardır. Ancak, yapılan hatalar suç derecesinde olmamalı ve affedilebilir mahiyette olmalıdır. Ancak, hatayı affedebilmek hata yapanın içten ve samimi özür dilemesiyle olur.
Hata yapan ve yaptığı hatayı anlayarak pişman olan insan onurlu bir şekilde özür dilemesini bilmeli ve özür dilemekten utanmamalıdır. Tam tersi özür dilememek utanılacak bir durumdur. Maalesef toplumda yaygın bir yanlış inanış vardır. Özür dilemek zayıflık ve taviz vermek olarak algılanır. Bu yanlıştan uzak durmalı ve eğer bir hata yapmışsak ve bunu fark etmişsek özür dilemek kadar doğal ve erdemli bir davranış olamaz. Ha, dilenen özrü kabul edip etmemek özür dilenen kişinin inisiyatifine kalmıştır. Bu özrü kabul eder veya etmez, saygı gösterilmelidir. Ama bilinmelidir ki özür dileyen samimiyse affedilmeyi de bekler.
Ancak, bazı davranışlar vardır ki bunlar özür dilemekle bağışlanacak şeyler değildir. Özellikle çocuk istismarı kesinlikle affedilmeyecek suçlardır. Öyle duruşmaya traş olmuş, takım elbise giyip gelmiş ve duruşmada boynunu büküp sessiz sedasız durmuş diye affedilmesi veya en az cezaya çarptırılması asla kabul edilebilecek bir durum değildir. Bu ruh hastası yaratıkların en ağır cezalara çarptırılması gerekir.
Bireysel ilişkilerde özür dilemek ne kadar erdemli bir davranışsa, toplumsal ve yönetsel ilişkilerde de durum aynıdır. Bir yanlış yönetim sonucu zarar gören veya görebilecek insanlardan ve toplumlardan özür dilenmeli ve yapılan hataların telafisi için bulunulan görevlerden de ayrılmak erdemi gösterilmelidir. Ki, bu konuda dünya üzerinde örnek alınacak ülke Japonya ve Japon’lardır. Herhangi bir Japon bir işi yaparken hata yapmışsa derhal özür dileyerek bulunduğu görevinden ayrılmaktadır. Böylece en azından bulunduğu makamın onurunu korumaktadır. Hatta yaptıkları hata insanların canlarına da zarar vermişse en büyük özürleri harakiri yaparak kendi canlarına kıymak şeklinde olmaktadır. Bu günümüzde tartışılan bir durum olmasına rağmen herhangi bir Resmi Dini olmayan bu ülkede hala onurlu bir davranış olarak devam etmektedir.
Ancak, önemli olan özür dilemekse de özür dileyecek eylemlerde bulunmamak özür dileyecek sözleri sarf etmemektir. Suç işlemenin zaten özrü olmaz. Özür bir hata sonucu olan eylemler ve söylemler için geçerlidir. İnsanlar genellikle aşırı sevgiden dolayı hata yaparlar. Sevgi denilen en yüce duygu bir anlık hatadan dolayı yok sayılmamalıdır. Önemli olan bu hatalardan dersler çıkarılması ve özür dilemeyi bilmesidir.
Hata yapanların özür dilemesi ve özürlerinin kabul edilmesi dileğiyle.