Nerde kaldın?
Büyümeye başladığımız andan itibaren en çok muhatap olduğumuz ve zaman geçtikçe en çok sorduğumuz sorudur, “nerde kaldın?” Annemiz bakkala gönderir eve en fazla yüz metre mesafededir. Gidip dönmek en fazla on dakika alır. Ama çocukluk işte, yolda ya arkadaşılarla çene çalar veya oyuna dalar ya da bakkalda oyalanır ve annemizin beklediği zamandan sonra geliriz. Annemizin kaşları çatılmış ve ilk soru “nerde kaldın, ben sana demiyor muyum oyalanma, hemen gel diye,” Epey sürer bu söylem, bir daha hiçbir yere göndermeme kararını bildirir ve konuşma da biter. Biraz daha büyürsünüz ve okul başlar. Yine aynı söylem, “bu kadar geç kalınır mı, nerde kaldın?” Sevgi ve koruma içgüdüsünden kaynaklı ve biraz da abartılmış bir duygunun dışa vurumudur bu.
Okulda böyle, erkekseniz askerde böyle, iş hayatında böyle, özetle hayatın her anında karşılaştığımız en çok sorudur. İlla ki bir şekilde bir yerlere geç kalınır ve bu soruyla da hep karşılaşılır. Çiftler arasında daha da yoğun bir şekilde yaşanır bu sorgulama. Ne uğraşlar sonunda sevdiğiniz kızdan ya da erkekten randevuyu koparmışsınız. Ama aksilik bu ya beş dakikadan biraz fazla geç kaldınız. Surat bir karış,” nerde kaldın?” Düşünsenize, daha ilk randevu ve ilk fırça. Gel de çık işin içinden. Ya da bir iş yapacaksınız ve gideceğiniz yerler var. Bütün gün koşturur işleri bitirirsiniz ve sevdiğinizin yanına geldiğinizde şakayla karışık yaptığınız işlerin ve gittiğiniz yerlerin süreleri hesaplanmış ve biraz bu süreleri aşmışsanız kibar bir şekilde ifadeniz alınır. Aslında bu ifade alma ve sorgulama size güveninin olmadığından değil, sizi sevdiğini belirtmesinin ve sizi düşündüğünün bir başka yoludur. Siz de bundan gurur ve mutluluk duyarsınız ve seve seve ifade verirsiniz. Zira aşkınız çok büyüktür ona karşı ve teslim olmaya hazırsınızdır. Ama en acı veren ve sadece içinizden sorduğunuz bir soru da olur bazen, “ bu güne kadar neredeydin, nerde kaldın?” Bu soru aslında yaşama veya kader denilen olguya sorulmuş çaresizliğin sorusudur.
Ancak bazı nerde kaldın soruları vardır ki, işveren tarafından sorulur ve bunun arkası “güle güle sana yolun açık olsundur”. Patron sizi gözden çıkarmış ve öküzün altında buzağı aramaya başlamıştır. Herkesin içinde nerde kaldın sorgulaması başlar ve sonu muhasebede tazminat hesaplanırken gelir.
Bu nerde kaldın’lar sadece bize sorulan sorular değildir. Biz de yaşımız ilerledikçe ve sevdiklerimizi korumak amacıyla ve de çoğu zaman kıskançlık nedeniyle sormaya başladığımız sorulardır. Çocuklarımıza nerde kaldın diye sorarken annemizin de bize nerde kaldın diye sorması gelir aklımıza ve içimizi derin bir özlem ve tebessüm kaplar. Bu nerde kaldın yaşamımızın bir parçası haline gelmiştir, biz farkında olmadan.
Bu yazıdan sonra bir düşünelim bakalım en çok sorduğumuz soru neymiş? Şimdi kendi kendime soruyorum, bu yazıyı yazmak için;
NERDE KALDIN?