12 Haziran Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü
“Sokağa çıkma yasakları başlayınca, aileme ve erkek kardeşlerime yardım etmek için yeniden çalışmaya başladım.” Bu sözler Bangladeş’te yaşayan 11 yaşındaki Imran’a ait. Imran, başkent Dakka’daki kağıt çanta üretimi bir atölyede çalışıyor.
Dünyanın diğer bir köşesi Bolivya’da durum farklı değil. 9 yaşındaki Valentinne, sabah 4’te işe başlıyor, annesi ile sokaklarda gece yarısına kadar mendil satıyor. Dünyada çocuk işçiliği ile mücadelede bugüne dek sağlanan ilerleme, geçtiğimiz yıllarda pandeminin de etkisiyle durma noktasına geldi. Koronavirüs salgını nedeniyle, aileleri işlerini kaybeden ve okulları kapatılan çocuklar, evin gelirine destek olmak için çalışmaya yöneldi.
Çocuk işçiliği son 20 yılda ilk kez arttı
Valentinne: Bütün bir yıl bir kez olsun okulumdan içeri ayak basamadım
Valentinne Mart 2020’de, okulu koronavirüs salgını önlemleri nedeniyle kapatılınca eğitimini yarıda kesti.
Bugünlerde 23 yaşındaki annesi Nancy ile birlikte gece karanlık çökene kadar ayakkabı boyacılığı yapıyor.
Valentinne “Annem beni okula yazdırdı ama bir gün bile sınıftan içeri giremedim. Okul araç gereçlerimi bile alamadım. Geçen yıldan kalan bir defterim var ama içi bomboş. En çok da arkadaşlarımı ve oyun saatlerini özlüyorum.” diyor.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), dünyada çocuk işçilerin sayısının son 20 yılda ilk kez artış gösterdiğini, son 4 yılda çocuk işçilerin sayısının 8,4 milyon arttığını açıkladı.
UNICEF ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) ortak raporuna göre, son 20 yılda ilk kez çocuk işçi sayısında artış görüldü.
2020’nin başından bu yana çocuk işçilerin sayısının 160 milyona ulaştığı belirtilen raporda, koronavirüs pandemisinin milyonlarca çocuğu çalışmaya ittiği vurgulandı.
Raporda ayrıca, son 4 yılda çocuk işçilerin sayısının 8,4 milyon arttığı, milyonlarca çocuğun pandemi sonucu çalışmak zorunda kalabileceği belirtildi.
UNICEF ve ILO, gelinen noktanın bunca ilerleme sağlanmışken geri adım atmak anlamına geldiğini vurguladı.
Rapora göre, dünyada 5-11 yaş aralığındaki çocuk işçi sayısında artış oldu, küresel çocuk işçi sayısının yarısından fazlası da bu yaş aralığındaydı.
5 ile 17 yaş arası çocuklar arasında, fiziksel ve ruhsal sağlıkları ile güvenlikleri açısından tehlike yaratabilecek işlerde çalışanların sayısı 2016’dan beri 6.5 milyon artış göstererek 79 milyona ulaştı.
Gana’da yaşayan Jacob bu çocuklardan biri.
“Ben işe giderken eski okul arkadaşlarımı okula giderken görünce üzülüyorum“ Jacob, Gana
Jacob oldukça tehlikeli bir ortamda çalışıyor, ateşin yanında saatlerce çalıştığı gibi çok ağır yükler kaldırıyor
“Benim adım Jacob. 13 yaşındayım. Başkent Gana’daki Chorkor’da bir balıkçı köyü olan Akr’da yaşıyorum. Her sabah 4’te kalkıp teyzeme balık pişirip satması için yardım ediyorum. İşim, ateş yakmak, balıkları temizleyip, dev körüklere onları atmadan önce de sıcak ızgaranın üstüne dizmek. Teyzem daha çok balıkla geri dönene kadar akşama kadar tekrar tekrar bunları yapıyorum. Akşam 11’den sonra uyuyorum. Pandemide kapatılan okulum yeniden açıldığında geri dönemedim çünkü söz vermesine rağmen teyzem üniformamı almayı sürekli erteledi. Eskisini de giyemem- kollarını fareler kemirmişti.
1 yıldan fazla oldu, ben halen evdeyim. Beş tane kız kardeşim var. Ben daha 8 yaşındayken annemi kaybettik. Ardından babaannem bize baktı ama o da iki yıl önce öldü. Biz de teyzemin yanına yerleştik, onun için çalışıyoruz.
Sabah işlerimi tamamladığımda teyzem bana yemek paramı veriyor (1 dolardan az). Genelde banku (mısır ve manyoktan yapılan bir yemek) ve biraz da kızarmış balık alıyorum. Çalışmak zorunda olmasaydım okula gitmek ve asker olmak isterdim. Okuyup yazma bilmeyenlere telefonlarına veri girmelerinde yardım etmek için de okumak isterdim.”
Çocuk işçiliğinde görülen artışın pek çok nedeni var. Nüfus artışı, tekrarlayan krizler, aşırı yoksulluk ve yetersiz sosyal koruma önlemleri, bunlardan bazıları. Aslında Asya ve Latin Amerika’da 2016’dan beri bir ilerleme görülmüştü ancak Covid salgını nedeniyle bu kazanımlar risk altında. Sahraaltı Afrikası’nda geçtiğimiz 4 yılda 16.6 milyon çocuk daha çalışmaya başladı. Hatta bu bölgede çocuk işçilerin sayısı, dünyanın geri kalanının toplamından fazla.
Çocukken çalışmak yaşamınızı etkiliyor, gelecek kuşakları da etkileyecek
UNICEF-ILO raporuna göre çocuk işçilerin yaklaşık yüzde 70’i tarımda
BBC’ye konuşan UNICEF raporunun yazarlarından Claudia Cappa, “Çocuk işçiliği sadece o çocuğu etkilemiyor, kuşaklar arası bir etkisi de var. Çocuk okula gidebilse dahi eğer öğrenemiyor ve ilerleyemiyorsa, önüne çıkabilecek fırsatlar sınırlı olacak, yoksulluk çarkı da devam edecektir” diyor.
Valentinne, okumanın öneminin farkında.
“Mesela biri sattığım mendilleri alınca ekleme çıkarma yapabiliyorum, ödeme doğru mu diye bakıp gerekirse paranın üstünü veriyorum” diyor. Valentinne’in annesi, uzaktan eğitime devam etmeye gelirinin yetmeyeceğini anlatıyor, “Telefonum eski, internet almak çok pahalı. Param yetmiyor işte” diyor.
Öte yandan, çocuk işçiliği erkekler arasında kız çocuklara göre daha yaygın olsa da, (haftada en az 21 saat süren) ev işlerine bakıldığında, cinsiyetler arası ayrım büyüyor.
Valentinne, kardeşlerinin bakımına da yardım ediyor:
“Öğlen yemeğinden sonra annem işe geri dönünce evde oturup erkek kardeşlerime bakıyorum. Onlarla parka gidip oyun oynamak istiyorum ama pandemi yüzünden yapamıyorum. Halka açık havuzlara gittiğimiz günler en mutlu günlerimdi, keşke o ana geri dönsem, yüzme öğrensem.”
Imran kağıt çanta üretiyor
UNICEF’ten Cappa, çocuk işçiliğin “duygusal gelişim ve çocuğun iyi olma halini etkilediği gibi, fiziksel ve ruhsal sağlığı da tehlikeye attığını” söylüyor. Bangladeş’in başkenti Dakka’da yaşayan Imran, pandemiden önce günde birkaç saat de olsa okula gidebiliyorken, pandemi nedeniyle hepten okulu bırakmış.
Pandeminin yükselmesi ile Imran’ın ailesi başkenti terk ederek geçici olarak bir köye yerleşmiş, Imran ise burada kalıp bir kağıt geri dönüşüm atölyesinde kağıttan çanta üretmeye, buranın sahibi ile yaşamaya başlamış.
Bu atölye de kapatılınca, UNICEF’in desteklediği bir çocuk koruma merkezine gitmeye başlamış. Imran, burada kendisine üç öğün yemek verildiğini, bazen de burada uyuduğunu anlatıyor.
Imran ailesi gittikten sonra da Dakka’da kalıp çalışmaya devam etmiş
Burada sağlık hizmetlerine ve hijyen için gereken malzemelere, kabiliyetlerini geliştirmeye yönelik aktivitelere erişimi mümkün olmuş ancak Dakka’da iki ay bir başına yaşadıktan sonra “çok üzgün hissetmeye” başlamış.
Sokağa çıkma yasakları kalkınca aile yeniden bir araya gelip başkentin en kalabalık gecekondu mahallelerinden birinde derme çatma bir odalı bir eve sığınmışlar. Ancak Imran artık okula gidemiyor:
“Sabah 7 gibi kalkıp bir şeyler yiyip dükkana gidiyorum. Sabah 9’dan akşam 10’a kadar çalışıyorum. Herkes bana iyi davransa da çalışmayı sevmiyorum. Benim yaşımda kimse çalışmıyor orada.”
UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore, “Çocuk işçiliği ile mücadelede zemin kaybediyoruz, geçtiğimiz yıl da bu mücadeleyi daha kolay hale getirmedi” diyor.
Öte yandan UNICEF ve ILO’nun raporunda belirttiği gibi, hükümetlerin doğru önlemleri alması halinde pandeminin etkileri önlenebilir.
Çocuk işçiliğindeki artış eğilimi, eğitime yatırımın artırılması, uluslararası çocuk yardımları, çocukların yeniden eğitime kazandırılması ve yetişkinlere iş olanaklarının sağlanması gibi adımlar sayesinde önlenebilir.
Bazı ülkelerde alınan önlemler kimi çocuklar için olumlu sonuçlar da doğuruyor:
“Oyun oynayacak zamanım olsun istiyorum“ – Dana, 13, Filistinli ama Ürdün’de yaşıyor
Dana, oyun oynayacak zamanı olsun istiyor
“Babam hapse girdiğinde, dokuz yaşındayken çalışmaya başladım. İki kız kardeşim, erkek kardeşim ve annemle yaşıyorum. Annem yaşlı ve hasta anneanneme bakıyor. Bir gün sokakta bir şeyler satıp para kazanan kuzenime yardım ettim. Sonra da kendim bir şeyler satmaya başladım. Trafik ışıklarında duranlara her gün toka ve saç bandı satıyordum. Kazandığım tüm parayı da yemek alması için anneme veriyordum. Okullar kapanınca daha geç kalkıp çizgi film izleyip yemeğimi yiyip dışarı çıkıyor, akşam olana kadar toka satıyordum.”
Ancak Dana, Unicef’in desteklediği bir yerel yardım kuruluşuna gitmeye başlayıp üç ay önce çalışmayı bıraktı.
“Şimdi evde ailemle olmayı seviyorum, burada Arapça ve matematik öğreniyorum, başka çocuklarla oynuyorum. Büyüyünce kuaför olmak istiyorum.”
Rapora göre, eğer gerekli önlemler alınmazsa 2022’nin sonuna gelmeden yaklaşık 50 milyon çocuk daha çalışmaya başlayabilir. Öte yandan çocuk işçiliği kalıcı fiziksel hasarlar bırakarak yaşam boyu devam edecek sağlık sorunlarına sebep olabiliyor.
Ürdün’de yaşayan 12 yaşındaki Mohammad, 9 yaşından beri sokaklarda çöp toplayıp geri dönüşüm fabrikalarına satıyor.
“Bir gün sırtımda büyük bir paket taşıyordum. Çok ağırdı ve önüme doğru düştüm. Parmağımı kırdım, bacaklarımın ikisi de yaralandı” diyor.
Yine UNICEF’in desteklediği bir yardım kuruluşunun sokakta görüp yardım elini uzatması sonucu Mohammad tedavi görmüş.
“Mutluyum çünkü buraya haftada üç gün gelip ders çalışıyorum, bilgisayar kullanma becerilerimi geliştiriyorum. En güzeli ne mi? Başka çocuklarla oynayabiliyorum.”
Justin’in hikayesi: ‘Hayalimden vazgeçmedim’
Justin hayallerinden vazgeçmiyor
Madagaskar’da yaşayan Justin 17 yaşında ve 7 kardeşi var. Ailesi boşandıktan sonra ne annesi ne de babası okul parasını ödeyebilmiş ya da onu yanında tutabilmiş. 14 yaşından beri çalışıyor.
“Çalışmaya devam ettim çünkü eğitimimi başarıyla tamamlamak istiyordum. En başta okulumu ve kitap paramı çıkarabilmek için hafta içi okuyup hafta sonu çalışıyordum. Amcamın çekçeklerle nasıl para kazandığını gördüm, o da bana aynı işi yapmamı tavsiye etti. Ancak çok utangaçtım. Ben de ekmek pişirmeye başladım. Binbir çeşit Malagasy ekmeği yapabiliyorum.”
2020’de SOS Village d’Enfant adı verilen bir yerel kimsesizler okulunda eğitimler alan Justin’in hâlâ çalışsa da hayatı çok değişti.
“Fırıncı olarak çalışmak için eğitimler alıyorum. Hem okuyup hem de hafta sonları küçük fırınımı döndürüyorum” diyor:
“Büyük zorluklar yaşadım ama hayalimden vazgeçmeyeceğim. Belki hedefime ulaşırım.”