Yaptığınız İşten Keyif Alın
1860 yıllarında oynanmaya başlayan futbolun, başlangıçta hiçbir oyun sistemi yoktu ve bugünkü hâlini alıncaya kadar çeşitli aşamalardan geçti ve zaman içinde geliştirildi…
Takımın amaca ulaşmada uygulayacağı taktik varyasyonların, hangi oyuncular tarafından, hangi mevkiide ve ne şekilde uygulanacağının belirlenmesi ve saha içi paylaşımları belirleyen kişi teknik adamlardı, sistemlerin takım başarısı üzerinde etkili olabilmesi için üst düzeyde teknik, taktik, fizik ve psikolojik yeterliliğe sahip olunması gerekmektedir.
Buraya kadar kitabi tanımlar güzel; Bana göre maçı oyun sistemleri değil, oyuncular kazanır… Ama nasıl oyuncular;
Biz orta yaş kuşağı Bursa’nın en keyifli amatör küme maçlarını 1984-1994 arası dönemde zemini “zımpara” gibi olan Merinos sahası, iç ve dış Veledrom vb. sahalarda “çıkıp topumuzu oynardık”. O dönemki hocalarımız, ağabeylerimiz “Çıkın sahaya keyif alın” derlerdi. Sistem yoktu, takımdaşlık, arkadaşlık ve aidiyet duygusu vardı. Klasik 4-3-3 diziliş, taktik o da belli; “rakibin en iyi adamı belirlenir ona dikkat edilmesi istenir. Taçları ve kornerleri kim atacak o söylenir, hakemle kimse konuşmayacak dendikten sonra bunu diyen ağabeyimiz ( genelde bu abimiz oyuncu antrenör olup ) hakemle en çok o dalaşırdı. İlgili tarihlerde amatör futbol çok önemliydi. Herkes hafta sonu yapılacak maçı bekler, hafta içi takım yarı bilimsel, yarı kulaktan dolma bilgilerle maça hazırlanır. Söz konusu maç günü saha ve 75-80 seyirci avantajı ile maç icra edilirdi.
Kalecilerin kurtarışları o dönemin idol kalecilerinden olan; “Vay be Toni Schumacher gibi” diye takdir edilir. Golcüler için genelde; “Tanju”, “Van Basten” isimleri telaffuz edilirken, hızlı açıklar için; “Aynı Rıdvan! “ veya “Litbarski gibi” denilirdi. Rol model olan futbolcuların kendine has saha içi tarzları zemini “zımpara” gibi olan sahalarda taklit edilmeye uğraşılırdı. Tabi saha dışında da onlar gibi enseleri uzun, yanlar ve üstler kısa olan o devirlerin “iyi futbolcu” saç şekilleri saçlara uygulanırdı. Berberin de benzetmesi o dönemin idol ensesi uzun saç modellerinden olur ve berber de ” Aynı Semih gibi oldu.” derdi. (Semih, Bursaspor’dan çıkan ve GS ve FB’de de yer alan milli sol bekimiz.)
Bir sonraki maça kadar oynanan o maç konuşulur ve maç sonrası bölgesel ve yerel gazetelerdeki yıldızlamalar yorumlanırdı. Güzel ve keyifli günlerdi.
Amatör futbol şehrin spor dinamikleri içinde olması gereken en önemli unsurdur. Malum pandemi dönemi amatör ligler yok ama güzel günlerde bu heyecanı şehir olarak yaşayalım, yaşatalım. Gençleri internet oyunlarından aktif spora yönlendirelim. Sadece gençlere futbol değil; arkadaşlık, takımdaşlık, aidiyet gibi değerlerin olduğunu da gösterelim. Belki içlerinden kabiliyetli gençleri futbola kazandırma imkanımız olacak, belki bu ortamdan dolayı gelecekte bu mecrada yönetici veya teknik adam olarak görev yapacaklar.
En başta belirttiğim gibi; amatör ruhla, keyif alarak, heyecanla yaşanan ortam içinde yer alan kişiler gelecekte bu havayı farklı bir rolde teneffüs ediyorlar.
Bazısı da benim gibi bu konularda bir yerlerde bir şeyler yazmaya çabalıyor.
Kalın sağlıcakla,
O dönemlerde de şimdilerde olduğu gibi güzel oynayanlar değil, torpili olanlar ya Merinos, ya da Bursaspor alt yapısından başlar ve yükselirdi. Amatör olup o Rıdvan gibi koşanlar ancak bir deneme maçı görme bahtiyarlığına erişebilirdi.
Haydi sağ açık kim tutar seni