Müslüm Olmak
İlk gençlik yıllarımızda Müslüm’cüler, Ferdi’ciler ve Orhan’cılar olmak üzere üçlü fraksiyondan oluşan bir grup, Erol Büyükburç, Barış Manço ve Cem Karaca gibi fraksiyonlardan oluşan bir başka grup ve hepsinin dışında elit bir kesimi oluşturduklarını iddia eden ve özellikle türkücü ve arabeskçilere burun kıvıran bir grup oluşmuştu müzikseverler arasında. Türk sanat müziğini sevenler ve bu müziği dinleyenler kesinlikle türkü ve arabesk dinleyenleri öteler ve ikinci sınıf, avam yaratıklar olarak görürlerdi. Batı müziği kökenli diğer müzikseverler nispeten daha anlayışla karşılanır ve çağdaş olarak nitelendirilirdi. Hormonların beynimize hükmetmeye başladığı o yıllarda ilgi duyduğunuz bir kız türkü sevmiyorsa ve hele bir de “bağlama” çaldığınızı öğrenmişse ona yaklaşmanız Monaco prensinin kızına yaklaşmanızdan daha zordu. Öyle ötekileştirilmişti ki türkü sevenler, uzaydan gelmiş gibi davranılıyordu.
İşte böyle bir ortamda filiz vermeye başlamıştı Müslüm Gürses. Hayatı filme çekildiği için işin o kısmına değinmeyeceğim. Ancak, yakından tanıdığım bir insan olduğu için şunu söyleyebilirim; “Adam gibi adamdı.” Varoşların da varoşundan gelmiş kadife gibi bir ses. Sıfır hata ile okunan her türlü müzik parçası. Türkü, şarkı, arabesk ve ömrünün son yıllarında tüm sosyeteyi dahi avucunun içine alan caz türü şarkılar. A’den Z’ye sanatçı ruhu ve yorumcu.
Kendi çapımda bağlama çalar ve türkü söylerim. Bu nedenle müziğe biraz aşinalığım vardır. Rahatlıkla söyleyebilirim ki ne söylerse söylesin olağanüstüdür ve hatasızdır. Ne doğru dürüst eğitim almıştır ne de müzikle ilgili şan dersi vs. hiçbir eğitimi yoktu. Tamamı Tanrı vergisi olun bu hediyeyi halkına ihanet etmeden son nefesine kadar halkıyla paylaşmıştır. Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmamış, kimseyle dalaşmamış, sadece Tanrı’dan aldığı hediyeyi Tanrı’ın diğer kullarıyla paylaşmıştır.
Yaşamı boyunca hep onun sırtından geçinmiştir insanlar. Uzun yıllar pavyon şarkıcısı, varoşların sevgilisi olarak görüldü, hor görüldü. Biraz daha ileri gideyim, bir çok kesim gizli gizli dinledi onul. Hiçbir lobisi olmadı. Ama her şeye rağmen o safça gülüşünü korudu. O saf gülüşünü dahi farklı yorumlayıp aşağılamaya çalışan kesimler zamanla onu anlamış ve utanmışlar ve onun müziğini ve onu kabullenmek zorunda kalmışlardır.
Zordur Müslüm olmak ve daha da zordur Müslüm kalmak. Sekiz yıl oldu aramızdan ayrılalı ve halâ onu dinlerken içime yaşam sevgisi dolar ve gözlerimden yaşlar gelir. Şöhretli olmak değil, şöhreti sindirebilen bir adam olmaktır Müslüm olmak. Merhametli olmaktır, iyi kalpli olmaktır ve sevda dolu olmaktır Müslüm olmak.
Diliyorum ki öbür tarafta da dinlemek fırsatım olur. Huzur içinde uyu Müslüm.