Hırsızlara bin şükür!
Ben uyurken hayat nekadar pahalılanmış, hayal kurup güzel evlerde yaşayamaz hale gelmişiz. Özel okul fiyatlarına tepki göstermek adına, sağlam bir duruş sergilmem gerektiği zaman, Antaly’a ya taşınma kararı aldım. Hem kızımı göndereceğim bale okuluna yakın olsun istedim hem de liseyi uzaktan okutacağım için merkezi bir yerde bulunmasını tercih ettim. Çok gerçekçi ve tatlı bir hayal derken, fakfakir arkadaşım ve fasfakir ben, sahibinden. com daki ilanlara baktığımızda 20 bin liranın altında yaşanılacak bir daire bulamayacağımızı gördük ve kıçımızın üstüne oturuverdik. Oturduğumuz şey hayalimizdi, demekki ısıtmak gerekliydi bu hayali, yoksa niye kıçımızın üstüne oturalım dimi ama. Oturaklı olmayı biz fasfakirlikten öğrenmiştik. Babalarımınız parası babalarımızın hayalleri ile süslü iken, aslında kendi hayallerimizi süsleyecek bir para ağcı yetiştirmem gerektiğini şimdi anlıyordum. Para ağaçta yetişiyordu. Zeytin mesela: adedi 1000 dolar ediyordu, henüz bunu göremiyorduk ama göreceğimiz günler de elbette gelecekti.
Hemen yazı yazmaya farkındalık yaratmaya koyuldum, inatçı yapım, kimsenin parasına muhtaç değiliim tavrım, beni hep başkasının parasına muhtaç hale sokmuştu ve onların parayı kazanırken sergiledikleri tutumlar benim enerjimi bir şekilde bloke ediyordu. Yani onun parası onun enerjisi.. Pinti birinin çok ya da az parasının olması, benim ise, onun parasını pintilikle harcıyor olmam bunun en belirgin ifadesiydi.
Genç kızlara tavsiyemdir, gönlü bol olan adamın cebi de bol olur. Büyüklerimin sözleriydi bunlar. Veren el öpülür, çünkü veren el alan elden üstündür. Bu gibi sözler bile günümüzde yavaş yavaş değerini yitirmeye başlamıştı. Dilenciler dolandırıcı olmuş, onlar üzerinden şirketler kurulmuş ve hatta kara para bile aklayan mekanizmalar oluşturulmuştu.
Ramazan ayında genç bir kadına yaptığım erzak yardımı sonrasında markete onları iade ettiğini ve parasını geri aldığına tanık olmuştum. Eskiden veren el hakikatten üstündü ama şimdi veren el hırsız olmuştu. Cömert ve cesur bir el o parayı vermiyorsa, o paradaki enerji saf değil ise, karartılmış yüzler, karartılmış suretlere dua eder hale gelmişlerdi. Bu neyin duası ya da bedduasıydı ki anlayamadım.
Yazarken karın bölgeme doğru konuşmam, benim ruhsal planımdaki ölen yakınlarımla da konuşuyor olmam anlamına geliyordu. Hem diğer ruhlarla, hem de ölen yakınlarımla, yani benden önce ölen yakınlarım (can vermek) aslında benim için ölmüşlerdi! ve herkes bu plana hizmet ediyordu. Sessizliğin sesi olmuştum, neredeyse o sesi susturacak bir kuvvet artık göremiyordum. Sesi kısılan kuşlardan tutun da, gırtlağına bıçak dayanmış kadınları merdiven yapın da, martılara kadar uçunda, bülbülü öttüründe bana varın diyen çok daha yüce bir planın içinde varolduğumuzu farkediyordum.
Yolumuz daha uzun!
Yazılarımda ve instagram hesabımda paylaştığım fikirlerin telif hakları benimdir. ! Birileri benim kalbimi mühürlediğinde bende onları mühürledim. Ve benim yolum adliye sarayının önünden geçmez, Allahın adalet sarayının önünden geçer. Hepsi sizindir ama artık ortada bir buluş varsa orada ben de varımdır. Çünkü uzun zamandır uyuyordum!!! Bu araada belki hakkımı aramayı öğrenmem gerekirdi, hayatın tutumunun bukadar, aç gözlü olacağını hiç düşünmemiştim, oysaki yüksek lisans tezimde katma değer yaratarak otomobil fabrikalarında verimliliği arttırmayı gayet de düşünmüştüm, (şimdi o plan kim bilir kimin ellerinde, ve kim bilir nelere mal oldu) ben ise elimde çıplak bir defterle ve 1000 damla gözyaşıyla kalakaldım. Sundum herkese sundum tabiki, peki ben nereden bileyim hırsızın bukadar çok olduğunu.
Asistan olacaktım ve hatta ders vermeye başlamıştım, peki ben nereden bileyim benim yerime Antep’ ten bir çocuk getirip onu seçeceklerini. Arkadaşlar ben pes ettim hırsızlık karşısında pes ettim, Önce bir hırsıza kalbimi teslim ettim, sonra kalbimi teslim ettiğimi gören hırsızlar bilgilerimi, birikimimi ve emeklerimi çaldılar. Hadi ispat et diyeceksiniz!! İspatı tam olarak karşınızda duruyor. Para için ona buna bağlı, hareket kabiliyeti kalmamış 3 kuruşluk bir neşe olarak kaldım! Kalakaldım. Hindistan a döndük ya çok şükür demeden geçmeyelim. Belki şükür dersek hırsızları göremeyiz. Ozaman hırsızlara şükür bana kaç katta hırsızlık yapıldığını gösterenlere de bin şükür. Afferin size şükür.