Bugün aşk’tan
bahsetmeyeceğim size
bugün, sevginin, inancın, itimadın, güvenin bir insan üzerinde ne kadar etkileyici olduğundan bahsedeceğim
kör köre sevmenin, güvenmenin, aşk ile bir bağlantısı olmadığını,
bunun aptallık derecesinde istediği sevgiyi bulamama endişesiyle bir bağlılık olduğundan bahsedeceğim,
bir sabah yürüyüşüyle başlayan düşünce zincirinin, bir kahve ile devam etmesi ve gün boyu beyinde savaş halinde olmasını anlatacağım,
bir insana bir sözü söylerken, o sözün o insanın iç dünyasında nelere mal olacağını düşünmeden konuşuruz, tabiki haklılık payımız vardır,
sonuçta her insan kendi yaşadığını ve yaşarken ne hissettiğini kendi bilir,
o bakımdan biz hep haklıyız,
siz,
çatık kaşlı ve gülen kelimelerin ne anlam ifade ettiğini biliyor musunuz,
hani şu, iki kaşımızın ortasında beliren dikey çizgilerin olmasına sebep,
bunlar bazen sinirden, bazen acıdan oluşan kelimelerdir,
elbette edebiyat dersi vermiyorum, bendeki anlamını anlatıyorum,
bir de dudak kenarında beliren kelimeler vardır
sevilmeyi aynı zamanda da sevilmemeyi anlatırlar,
çeneye doğru bakan kelimeler sevilmemeyi, yanaklara uzanan kelimeler ise çok sevilmeyi,
işte çatık kaşlı ve gülen kelimeler benim tabirimle,
hayatımızın bir çok alanında sevilmemişiz, insan yüzlerinden okuduklarımla
bazılarımız çok sevilmiş, bazılarımız acıyı dibine kadar yaşamış
bazılarımız ise aynaya bakınca kendine sinir olan cinsinden
tabi günümüz estetikler, botoxlar günü ve parası olan bu kelimeleri yok ediyor,
yüzüne baktığınızda ifadesiz, iyi ki gözlere estetik ve botox yok.
neyse, konuyu daha fazla uzatmadan,
günün anlam ve önemine binaen, ‘bugün günlerden pazar, mollalar derdini yazar’ der annem 🙂
dert mi? değil elbette, biraz altın, biraz borsa, intiharlar, ölümlü kazalar, görüşmeler, anlaşmalar
en çokta, neden en büyük para birimimiz ikiyüz tl?