Uykusuzluk hafızayı olumsuz etkiliyor
Günlük yaşam kalitesini ve genel sağlık durumunu olumsuz yönde etkileyebilen uykusuzluk, modern toplumun yaygın sorunlarından biri haline geldi.
Uykusuzluğun sadece fiziksel değil aynı zamanda zihinsel etkilerinin de olduğunu anlatan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, “Bilimsel araştırmalar uykusuzluğun kalp sağlığının yanı sıra, hafızayı da olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor. Yeni bilgilerin öğrenilmesi, pekiştirilmesi ve geri çağrılması yeterli ve kaliteli uyku ile doğrudan ilişkili” dedi.
Hafıza; bilgilerin kodlanması, depolanması ve geri çağrılması süreçlerinden oluşuyor. Bu süreçler, kısa süreli hafıza yani anlık bilgiler ve uzun süreli hafıza yani kalıcı bilgiler olarak ikiye ayrılıyor. Uykunun bu süreçlerin her birinde kritik bir rol oynadığını paylaşan Prof. Dr. Koylan, “Uyku sırasında beyin, gün boyunca kazanılan bilgileri pekiştirir ve organize eder. Yeterli ve kaliteli uyku, öğrenilen bilgilerin uzun süreli hafızaya aktarılmasında temel bir rol oynar” diye konuştu.
Öğrenmeyi zorlaştırıyor, duygusal dengeyi bozuyor
Uykusuzluk ve hafıza ilişkisini destekleyen birçok bilimsel çalışmanın olduğunu söyleyen Prof. Dr. Koylan, “Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışma; yetersiz uyku alan öğrencilerin öğrenme ve bilgi hatırlama yeteneklerinin ciddi şekilde azaldığını, yeterli uyku alan öğrencilerin ise akademik başarılarının daha yüksek olduğunu gözler önüne seriyor” dedi. Bilimsel araştırmalardan örnek veren Prof. Dr. Koylan, “California Üniversitesi’nin yaptığı bir çalışmada uyku sırasında beynin nasıl çalıştığı ve bilgileri nasıl pekiştirdiği incelenmiş. Araştırma sonuçları, derin uyku evresinin deklaratif hafıza için kritik olduğunu ve uykusuzluğun bu süreci olumsuz etkilediğini göstermiş. Ayrıca National Institutes of Health (NIH) tarafından yapılan başka bir araştırmada, rüyaların görüldüğü ve beynin aktif olduğu REM uykusunun yetersiz kalması durumunda duygusal bilgilerin daha zor hatırlandığı ve duygusal dengenin bozulduğu ortaya konmuş” şeklinde konuştu.
Kalitesiz uyku, kalbe bile zarar veriyor
Uyku ve kronik hastalıklar arasında son derece karmaşık ilişkiler olduğunu dile getiren Prof. Dr. Koylan, “Kronik hastalıkların oluşumu ve seyri, uyku ile yakından bağlantılı. Bu ikili arasındaki bağlantıyla ilişkili olan en yaygın hastalıklar; diyabet, kardiyovasküler sorunlar, obezite, depresyon, demans ve inflamatuar problemler olarak sıralanabilir. Yapılan çalışmalar, yetersiz uykunun tip 2 diyabet gelişiminde önemli bir rol oynadığını ve orta yaşlı kişilerdeki uyku bozukluklarının ileri yaşlarda demans gelişimini kolaylaştırdığını ortaya koyuyor. Muhtelif solunum bozuklukları, özellikle de uyku apnesi; hipertansiyon, inme, ritm bozuklukları gibi bir dizi kalp ve damar hastalığının ortaya çıkma riskini artırıyor ve seyrini hızlandırıyor. İlaveten uyku bozukluklarının damar sertliği gelişimini de hızlandırdığı bilinen bir gerçek” ifadelerini kullandı.
Uyku ve kilo arasında ise ters bir ilişki söz konusu olduğunu, uyku süresinin kısalmasıyla kilonun artış gösterdiğini belirten Prof. Dr. Koylan, “Bu durum bütün yaş gruplarında görülebilse de çocuklarda daha net olarak gözlemleniyor. Sebebi ise beyinde bulunan, iştahı ve enerji oluşumunu kontrol eden hipotalamus isimli bölgenin uykusuzluktan olumsuz etkilenmesi. Bütün sayılanlara ek olarak enflamatuar hastalıkların yol açtığı ağrı ve huzursuzluk uykunun süresini ve kalitesini olumsuz etkilerken, uyku bozuklukları da enflamasyonun şiddetlenmesine zemin hazırlıyor. Ayrıca kaliteli bir uykunun kan şekeri kontrolüne de yardımcı olduğu biliniyor” dedi.
Prof. Dr. Koylan uykusuzluğun; yeni bilgiler öğrenmeyi, pekiştirmeyi, depolanmış bilgileri geri çağırmayı, yaratıcılığı ve problem çözmeyi zorlaştırdığını vurgulayarak uykusuzluğu önleyecek tavsiyelerde bulundu:
Her gün aynı saatte yatın
Düzenli bir uyku rutini oluşturmak uyku kalitesini artırır. Her gün aynı saatte yatmak ve aynı saatte kalkmak biyolojik saatin düzenli çalışmasını sağlar.
Uyku ortamını iyileştirin
Uyku ortamının sessiz, karanlık ve serin olmasına dikkat edilmelidir. Hem rahat hem ortopedik yatak ve yastık uyku kalitesini artırabilir.
Yatmadan önce tablet veya telefona bakmayın
Yatmadan önce telefon, tablet ve bilgisayar gibi teknolojik cihazların kullanımını sınırlamak uykuya geçişi kolaylaştırır. Bu cihazlarda bulunan mavi ışık, melatonin üretimini azaltarak uyku düzenini bozabilir.
Kafein tüketimini azaltın
Kafein tüketimi uyku kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir bu sebeple kafein içeren besin ve içecekler yatmadan önce tüketilmemelidir.
Düzenli egzersiz yapın
Düzenli egzersiz yapmak uyku kalitesini artırır. Ancak yoğun egzersizlerin yatmadan hemen önce yapılmaması gerekir.