“‘Komşu’ çocukları birbirine gülümseyebilmeli”
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bölüm Başkanı Prof. Dr. Havva Kök Arslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Atina’ya 6 yıl sonra gerçekleşen ziyaretini değerlendirdi.
İSTANBUL (İGFA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Atina’ya 6 yıl sonra gerçekleşen ziyaretini değerlendiren siyaset bilimci Prof. Dr. Havva Kök Arslan, “İki ülke liderinin de ‘çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yok’ açıklaması gelecek için ümit veren bir gelişme olabilir.” dedi. Yunanistan ve Türkiye arasında iki derin oluşumun var olduğunu kaydeden Prof. Dr. Arslan, “Birincisi derin ulusal düşmanlık, diğeri de hâlâ çok güçlü olan ortak derin kültürdür.” diye ifade etti.
Prof. Dr. Havva Kök Arslan: “Dünya tarihinde Roma ve Osmanlı İmparatorluklarının iki kez gerçekleştirdiği birlikteliği ancak Türkiye ve Yunanistan birlikte üçüncü kez gerçekleştirebilirler. Türk ve Yunanlı çocuklar artık yeni bir Akdeniz birliğinde birbirine gülümseyebilmelidirler” ifadelerini kullandı.
Aslında aklı başında her Türk ve Yunanlı siyasetçinin çok iyi bildiğini, iki ülke arasında barış olursa, bu barışın ekonomik iş birliğini getireceğini ve bunun da iki ülkenin de refahını hissedilir düzeyde artıracağını ifade eden Prof. Dr. Havva Kök Arslan, şöyle devam etti:
“Öyleyse bunu engelleyen nedir? Ekonomik iş birliği konseyleri iki ülkenin ticaret hacmini beş milyardan on milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Ancak bu tür yüzeysel hedefler en hafif bir siyasi veya askeri krizle yerle bir olmaya mahkûmdur.
Türk ve Yunan halkları herhangi iki komşu değil…
Türkiye ve Yunanistan herhangi bir komşu devlet olmadığı gibi Türk ve Yunan halkları da herhangi iki komşu değiller. İki halk da iki büyük imparatorluğun Doğu Roma ve Osmanlı İmparatorluklarının bakiyesi olan halklar. Yunanlı Profesör Dimitris Kitsikis’in eserlerinde çok iyi belirttiği gibi bizim için 1821 Mora İsyanı ya da Yunanlılar için Yunan Bağımsızlık Savaşı bölgede Doğu Roma’dan beri devam eden ve halkların birlikte yaşamasına dayanan merkezi imparatorluğun çözülme sürecinin ve Batı emperyalizminin bölgeyi ele geçirmesinin de başlangıcı olmuştur.”
Atatürk ve Venizelos büyük bir dostluk başlatmışlardı
Kurulduğu günden beri Yunanistan’ın, Batı’nın kurduğu ve hep Batı’nın kontrol ettiği bir ulusal devlet olageldiğine işaret eden Prof. Dr. Havva Kök Arslan, “Osmanlı ailesinin güzel kızı Helen uzak ülkelerin delikanlılarının kışkırtması ile baba evini terk ederek eloğluna kaçmıştır. 1821’de başlayan bu ayrılık hareketi 1923’e kadar herkesin bildiği türlü savaşlarla sürüp gitti. Atatürk ve Venizelos ayrılığın mimari olan Batı emperyalizminin oyununu görmüş ve büyük bir dostluk başlatmışlardı. Eğer bu barış devam etseydi belki de bir çeşit konfederasyona kadar gidebilecekti. Fakat her iki ülkenin NATO’ya katılmasıyla başlayan komplolar Kıbrıs’ta iki halkı tekrar karşı karşıya getirip tekrar kan akıtmayı başardı.” diye anlattı.