Benim Neyim Yok?
Bir arkadaşımın önerisiyle sosyal ikilem belgeselini izlemeye başladım; tabi sonra da önceden fark ettiklerimi düşünmeye…
Hepimizin eleştirdiği ve uzak kalmaya çalıştığı bir alan sosyal medya; çalışırken de “uzaklaşıyorum ben” diye not düştüğü bir yer.
“Bir süre sosyal medyada paylaşımlarıma ara veriyorum ” paylaşımları…
Düşününce komik geliyor aslında.
Ben paylaşım yapmayacağım ama bu “Gezmediğim, yemediğim, içmediğim, eğlenmediğim anlamına gelmesin.”
”Aman yanlış anlaşılmasın çok şükür halimiz vaktimiz yerinde.”
Çantamızda, cebimizde ve elimizde bir canlı var…
Ses çıkarıyor, dürtüyor, düşünüyor, uykuya geçiyor, ısınıyor, soru soruyor…
Bazen kullanıcısından daha akıllı bir şey…
Bir kere, her şeyden önce dikkatli…
“Bunu alanlar bunlara da baktı sen de bakmak ister misin?”
Takip ediyor…
“Burada harika kafeler var. Bir kahve içmek ister misin?’
Yakınımızdaki birçok kişiden daha iyi tanıyor bizi…
“Bunu beğeneceğini düşüyorum. Göz atmak ister misin?”
Çok da anlayışlı…
“Bunu mu demek istediniz?”
Zamanımızı boşa harcamayan…
“Zaman kaybetmenizi önlemek için bir sonraki girişiniz için şifrenizi kaydedeyim mi? Bir sonraki alışverişiniz için kredi kartınızı kaydedeyim mi?”
Ekonomik…
“Favorilerine eklediğin ürüne indirim geldi bakmak ister misin?”
Fırsatlar yaratan…
“İndirimlerden ilk senin haberin olsun ister misin?”
Hatırlatıcı…
“O’nun doğum günü yaklaşıyor çiçeklere göz atmak ister misin?”
Bir de ispiyoncu…
“Sepetindeki bir ürüne 16 kişi daha sepetine ekledi; önce sen almak ister misin?”
Sağlığımızı da düşünüyor…
“Saat 17.00… Bir bardak su içmeye ne dersin? Soğuklar yaklaşıyor yeni hırka modellerine bakmak ister misin?”
İsterim…
Evet, evet çok isterim.
Hatta bugüne kadar niye ben asimetrik detayları olan somon renkli bir hırka almamışım şu an şaşırdım kendime.
Hem bu hırkayı ………… ‘da paylaştı. Demek ki çok iyi bir hırka. Ayrıca da 2 bin 598 tane yorum da var. Daha ne olsun. Benim bu hırkaya ihtiyacım var.
Bizi çok mutlu ediyor sosyal medya.
Telefonumuza gelen mesaj sesleri…
Gerçekte bize benzemeyen fotoğraflarımıza yazılan yorumlar, beğeniler…
30 yıl sonra o fotoğraflarıma baktığımda benim aklımda şöyle bir şüphe olacak sanırım:
“Acaba ben gerçekte böyle mi görünüyordum ? 🙂”
Peki bizi neleri satın almamız çok daha fazla mutlu edecek?
Daha kaç beğeni, yorum, hırka, göz farı, kazak!
Şu hale geldik:
“Benim neyim yok acaba? Neye ihtiyacım var? Ne satın alabilirim?”
Sosyal medya algotirmasının yönetimindeyiz.
Neyi, kimi, nasıl seviyoruz, bizim neye ihtiyacımız var, hatta bizim bile farkında olmadığımız ama çoook ihtiyacımız olan şeyleri o buluyor.
Eğer siz de, “evet ben de böyleyim” diyorsanız, gelin davranışsal bir deney yapalım.
Ses bildirimlerini kapatalım ve gün içinde belirlediğimiz saatlerde sosyal medyayı kullanalım.
Biraz ağaçlara, kuşlara, sohbet ederken arkadaşlarımızın yüzlerine bakalım…
Ne dersiniz?
Müzeyyen ÇUHADAR
Psikolojik DanışmanKasımova psikoloji merkezi
İnsanlarda eskiden de bir onaylanma, takdir görme ihtiyacı vardı ama sosyal medya yokken bu boyutta dışa vurulmuyordu. Sosyal medya olanın dışa vurulmasında rol oynadı. Toplum entelektüel kültürden uzaklaştıkça, insani değerlerden uzaklaştıkça, değer üretemedikçe, bu saçma girdabın içinde debeledip duracaklar.