HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı ziyaret etti
Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı İshak Sağlam, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı parti genel merkezinde ziyaret etti. İki lider yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından basının karşısına geçti.
HÜDA PAR Genel Başkanı Sağlam, DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan’ı DEVA Partisi Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Sağlam’a eşlik eden heyette parti sekreteri ve sözcüsü Şehzade Demir ile Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin İmir yer aldı. DEVA Partisi heyetinde ise Genel Sekreter Sadullah Ergin ile Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen bulundu.
“MİLLİYETÇİLİK, BU ÜLKEYİ VE BU ÜLKENİN HER BİR İNSANINI SEVMEKTİR”
Babacan, görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, milliyetçi söylemlerdeki artışı nasıl değerlendirdiği üzerine gelen bir soru üzerine şu ifadeleri kullandı:
“Milliyetçilik kavramı nasıl anlaşılıyor, nasıl uygulanıyor buna bakmamız lazım. Maalesef dar, içe kapatmacı ve ulusalcı bir bakış açısı gözlemiyoruz. Toplumu ayrıştıran, toplumu kendi içinde kutuplaştıran, toplumun bazı kesimlerini ötekileştiren bakış açısına topyekûn karşıyız. Milliyetçilik bu ülkenin her bir vatandaşını aynı samimiyetle kucaklayabilmektir. Hiçbir ayrım yapmadan her bir vatandaşımızın kendi hak ve özgürlüklerini doyasıya yaşaması için çalışmaktır. Ülkenin topyekûn refah seviyesini arttırmak için çalışmaktır. Bu ülkeyi ve bu ülkenin her bir insanını sevmektir. Bu ülkenin çıkarlarını da hem bölgede hem de uluslararası sistemde korumaktır. Aksi halde adına milli ve yerli gibi sıfatlar ekleyerek kullanılan politikaların ne millilikle ne yerlilikle alakası yok. Bu kadar ayrıştıran, toplumun bazı kesimlerini yok sayan, kendi seçmen tabanını daha bağımlı hale getirebilmek için diğer kesimleri tamamen öteleyen bir anlayışa ben milliyetçilik diyemiyorum.”
“ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELERİ MİLLETTEN BAŞKA KİMSEYE BORÇLU DEĞİLDİR”
Babacan, Anayasa Mahkemesiyle ilgili bir soru üzerine şunları söyledi:
“İster Anayasa Mahkemesine, ister diğer yargı organlarına baktığımızda, geçmişte iyi dönemler de yaşadık, maalesef kötü dönemler de yaşadık. Biz idealin peşinde olmak zorundayız. Bu kararların siyasallaşıp, yargının adeta kendisini yürütme yerine koyup ülkenin geleceğini çok olumsuz etkilediği dönemleri de yaşadık. Öte yandan yargının üzerinde siyasi baskının oluşturulup, yargının siyasi iktidarın istediği yönde karar alması konusunda baskıya uğradığı dönemleri de yaşadık. Bunların ikisi de yanlış.”
“AYM’nin her bir üyesi kıymetlidir. Seçildikten sonra sadece sorumluluğu bu millete karşı hissetmelidir. Hukuki sorumluluk çerçevesinde hareket etmektedir. AYM üyelerinin uzun süreliğine seçilmeleri, tamamen bağımsız hareket etmelerini sağlamak içindir. Seçildikten sonra hiç kimseye borçlu değillerdir. Sadece bu millete doğru, adil karar verme borçları vardır. Başka hiç kimseye borçları yoktur.”